20/5/2021 0 Comments MODERN MİRASLARMIZ YOK OLMASINTürk modern mimarisi yapıları yeni kurulan cumhuriyetin sessiz tanıklarıdır. Onlar ülkenin kuruluşuna ve gelişimine şahit olmuş, insanlarına hizmet etmiş tesislerdir. Kentin belleğine yer etmiş bu önemli yapılara son zamanlarda gereken değerin verildiği kanısında değilim. Geçtiğimiz dönemlerde Ankara'da modern mimari döneminden kalma birçok bina kentsel yenileşme ve planlama gibi bahanelerle yıkılarak yerine başka yapılar inşa edildi. Bu yıkımlara zemin hazırlayan nedenin modern yapıların korumaya değer görülmemesi olduğunu düşünüyorum. Gerek siyasi yöneticiler, gerekse halkımız modern mimari hakkında yeteri kadar bilinçli gözükmüyor. Bu bilinçsizlik modern mimarinin korunmasını güçleştiren bir durum. Eğer bilinç artmazsa ileride modern mirasa dair çok az eser kalabilir. Yıktığımız hiç bir binayı özgün haliyle yerine koyamayız. Özellikle Ankara'yı Ankara yapan, modern mimarinin öncüleri olan yapıları kaybetmemiz kente geri döndürülemez bir hasar bırakabilir. Gerçekleşen yıkımların çoğunlukla nedeni modern mirasların değerinin bilinmeyip bu yapılara gerekli bakımların yapılmaması. Bakımsız hale gelen binalar artık şehir sakinlerinin yakınında bulunmak istemediği yerlere dönüşüyor. Bu durumun bir örneğine yakın tarihte şahit olduk. Anafartalar Çarşısı, 100. yıl çarşısı gibi Ulus Meydanına kimlik veren yapıların “Yeni Ulus Meydanı Projesine Adım Adım’’ proje kapsamında yıkım kararı hem ulusal hem de uluslararası birçok mimarlık derneği tepki gösterdi. 20 Haziran 2020 de yayınlanan bu projeye tepki göstermek için Docomomo_tr, ICOMOS Türkiye, KORDER, Mimarlar Derneği 1927, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Türk Serbest Mimarlar Derneği konuyla ilgili açıklama yapmak ve Belediye yetkililerini yıkımı durdurmaya ikna etmek için uzmanlar görevlendirdi. Yıkım kararı ve Yeni Ulus Meydan Projesi hakkında bilgi alabileceğimiz medya yayınları maalesef kısıtlı. Konuyla ilgi en iyi bilgiyi geçen sene Tarihi Çevrelerin Korunması dersime konuk konuşmacı olarak gelen , Bilkent Üniversitesi Mimarlık Bölümünde öğretim görevlisi Dr. Yiğit Acar sayesinde öğrendim. Yiğit Hocam Ankara Belediyesi'yle temasa geçerek kararın vazgeçilmesini sağlayan uzaman görevliler arasında yer alıyor. Ders esnasında bizi karardan vazgeçilmesi ve sonrasında gelen süreçle ilgili bilgilendirdi. Ben de ondan ricada bulunarak konuyla ilgili onula podcast yapmak istedim. Aşağıdaki Soundcloud ikonuna tıklayarak podcastimizi dinleyebilirsiniz. Ulus Meydan Projesi kararından vazgeçilmesi ile Anafartalar Çarşısı, 100.yıl Çarşısı ve Ulus İşhanı için verilen yıkım kararı da iptal edilmiş oldu. Ayrıca Belediye Ulus Meydanın gelişmesi için yakın zamanda mimari yarışmalar düzenleme sözü verdi. Yeni yönetimin mimarlarla görüşmeye ve fikir almaya daha açık olması benim gibi genç mimarlara umut veriyor. Daha önceki yönetimin aldığı kararlar modern mimariye oldukça hasar vermişti. Hatta mimarlık fakültesine ilk başladığım yılda duyduğum bir haber beni oldukça üzmüş ve Ankara’nın geleceği hakkında karamsar almama neden olmuştu. 2017 yılında Ulus meydanı önemli bir modern mirası olan ve İller Bankası Binasını Ankara Belediyesi tarafından usulsüzce yıkıldı. Bina yıkıldıktan iki yıl sonra mahkeme tarafından yıkım kararının gayri meşru olduğu ve binanın Tarihi ve Kültürel varlık olduğu kararına varıldı. İller Bankası Binası'nı 1935 yılında Seyfi Arkan Uluslararası Modern Mimarlık anlayışına göre tasarlamış ve katıldığı yarışmayı kazandıktan sonra 1937 yılında inşaatı tamamlanmıştır. Binanın yıkılmasıyla Ulus Meydanında yeri doldurulmaz kentsel bellek kaybı yaşanmıştır. Birçok dernek bu yıkım kararına karşı çıkmış, karardan vazgeçilmesi için belediye ile temasa geçmeye çalışmıştır. Belediye maalesef biranın tarihi önemini göz ardı ederek kararından dönmedi. Bina mimarlık öğrencilerine Türk modern mimarisi anlatılırken hala örnek olarak gösterilmekte. Şimdi olduğu gibi öncesinde de yetkili merciler temasa daha açık olsaydı İller Bankası tarihin sessiz tanığı olarak her zamanki yerinde kalmaya devam edebilirdi. Biz de böylece binayı sadece kitaplardan görmek yerine ziyaret edebilir ve milli mirasımız olarak koruyabilirdik. Bu yıkımla birlikte benim neslimin ve gelecek nesillerin kültür varlığı olan bir yapıyı özgün halliye görebilme hakkı elinden alınmıştır. Maalesef İller Bankasını hiç göremedim. Özellikle benim gibi genç mimarlar ve mimar adayları hiç tanık olmadığı bir mirasın yasını tutuyor. Bina yıkıldıktan sonra, Ankara Belediyesinin yönetimi değişmesine rağmen, Ulusu Ulus Meydanı yapan diğer modern yapıtların da herhangi bir yerel yönetim değişikliğinde tekrar yıkım tehlikesiyle yüzleşebileceğini düşünmek iç karartan bir durum. Derneklerin çabaları sayesinde yıkım kararından vazgeçse de modern tarihin önemi hala pek anlaşılmış durumda değil. Özellikle yakın geçmişimize ait olmaları, Osmanlı veya Roma gibi daha önceki dönemlere ait binalar gibi kolay ayırt edilebilir olmamalarından dolayı hem halk hem de karar merciler tarafından modern mirasların değeri yeterince anlaşılamamakta. Ne zaman Ulus Meydanından geçsem 100.yıl Çarşısı ve Anafartalar Çarşının durumu içimi acıtır. Bir zamanlar kentin en önemli ticari noktaları şimdi yakınında geçilmek istenmeyen bakımsız binalara dönüşmüş duruma. Yakın zamanda hem bölgenin en son halini görüp fotoğraflamak ve sizinle paylaşmak için Ulus Meydanı'nı ziyaret ettim. Bir diğer üzücü haberse bu sene geldi. Her sene mimarlık stüdyosuyla beraber belirlenen bir bölgede proje çalışmaları yürütüyoruz. Bu sene de Cebeci Stadı ve etrafını düzenlenecek çalışmalar yürüttük. Biz stat etrafında bölgeyi canlandıracak projeler geliştirmeye çalışırken dönem ortasında Stadın yıkım kararının alındığını öğrendik. Yine erken cumhuriyet döneminde yapılan ve Ankara’nın ilk statlarından biri olma özelliğini bu modern yapının yıkılması Cebeci bölgesinin kentsel belleğini alt üst edecek. Yine bir mirası korumak yerine mahkeme kararını beklemeden yıkım çalışmaları başlanan yapının yerine yapılacak olan Millet Bahçesi ve Camii projesi bölgeyi kendine yabancılaştıracak. Bölge 100 yılı aşkındır spor müsabakalarına ev sahipliği yaparken, yıllardır bakımsız kalan stadyum 2017 yılında kullanılamaz raporu çıkartılarak tamamen terk edildi. Yine bir çok Mimarlık derneği konuya tepki gösterirken, bizim de halk olarak modern mirasımıza sahip çıkmamız ve onlar hakkında bilinçlenmemiz. Konuyla ilgili hazırladığım daha detaylı çalışmayı aşağıdaki Wakelet ikonuna tıklayabilirsiniz. Yıkmak kolay ama hiçbir sorunu çözmüyor, yıkılanı yerine koymak ise imkansız. Bugün Paris, Londra gibi ünlü Avrupa kentlerinin mimari miraslarına nasıl sahip çıktığını görebiliyoruz. Düzensiz bir yapılaşma yerine sahip oldukları mirasları koruyarak ve onların üzerinde projeler yaparak şehirlerini geliştiriyorlar. Bizim şuanda özel görmediğimiz erken cumhuriyet yapıları ileride modern mimarinin değerli eserleri bundan 200-300 sonra modern yapıların değeri daha iyi anlaşılacak ve erken cumhuriyet şehirlerinin nasıl kurulduğuna dair canlı kanıt olarak duracaklar, korumayı başarırsak eminim gelecek nesil bize minnettar kalacaktır.
0 Comments
Leave a Reply. |
|